Ülgener

Ulgener

İNGİLTERE YÜKSEK MAHKEMESİNDEN ÖNEMLİ İÇTİHAT; “SEYİR PLANI GEMİNİN ELVERİŞLİLİĞİ SAĞLAYAN UNSURLARDANDIR”

R. Zehra Çolak
Associate Lawyer

İngiltere’de Yüksek Mahkeme, kusurlu seyir planı nedeniyle geminin denize elverişsiz olduğu yönündeki kararıyla önemli bir içtihat oluşturdu. 10 Kasım 2021 tarihli karara konu olayda, Hong Kong'a giden konteyner gemisi CMA CGM LIBRA, Xiamen/Çin limanından ayrıldığı sırada karaya oturdu. Bunun üzerine gemi sahiplerinin Müşterek Avarya olduğunu iddia etmesi; yük ilgililerinin ise ödemede bulunmayı reddetmesiyle ortaya çıkan uyuşmazlık İngiltere Mahkemelerine taşındı.

Karaya oturan gemi için yaklaşık 9,5 milyon USD tutarında kurtarma masrafı yapılmış ve gemi sahipleri yük ilgililerinden toplam 13 milyon USD tutarında müşterek avarya katılım payı talep etmişlerdir. Yük ilgilileri ise karaya oturmanın gemi sahiplerinin kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle ödemede bulunmayı reddetmişler, bunun üzerine gemi sahipleri yaklaşık 800.000 USD müşterek avarya katılım payı talebiyle İngiltere Mahkemelerine başvurmuşlardır.

Yük ilgilileri, bu arızaların gemiyi denize açılmaya elverişsiz hale getirdiğini, gemi sahiplerinin denize elverişli bir gemi sağlamak için gereken özeni göstermemelerinde dava edilebilir bir kusur olduğu anlamına geldiğini, bu nedenle gemi sahiplerinin York-Anvers Kuralları uyarınca müşterek avarya haklarını kaybettiklerini iddia etmiştir. Öte yandan gemi sahipleri, kusurlu seyir planlamasının bir gemiyi denize açılmaya elverişsiz hale getirmediğini ve herhangi bir arızanın Lahey Kuralları IV. Maddesi Kural 2(a)'da düzenlenen “mürettebatın veya görevlilerin seyirdeki veya geminin yönetimindeki hataları" olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

İlk derece mahkemesi ise kararında karaya oturma nedenini; “kusurlu seyir planı ve kaptanın elverişli yolun dışına çıkmaya karar vermesinden kaynaklanan ihmali” olarak tespit etmiştir. Kararda, seyir planı belgesi ve gemi çalışma çizelgesinden oluşan seyir planının kusurlu olduğu ve su seviyelerinin kaydedilenden daha sığ olduğunu gösteren gerekli uyarıların ilgili haritalarda bulunmadığı vurgulanmıştır.

Gemi sahipleri, ilk derece mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurarak; geminin denize elverişliliğini sağlamak için gerekli özenin gösterilmesi ile geminin seyir ve yönetiminin sağlanmasının ayrı yükümlülükler olduğunu, mürettebatın seyirdeki eylemleri ve hatalarının taşıyıcının denize elverişli bir gemi sağlama göreviyle ilgili olmadığını iddia etmişlerdir.

Temyiz Mahkemesi, temyiz nedenlerini (i) Hatalı seyir planı Lahey Kuralları III. Maddesi Kural 1'in amaçları doğrultusunda gemiyi denize açılmaya elverişsiz hale getirir mi? (ii) Kaptanın seyir planını hazırlarken makul beceri ve özeni göstermemesi, Lahey Kurallarının amaçları doğrultusunda taşıyıcının gerekli özeni göstermemesi anlamına geliyor mu? başlıkları altında incelemiştir.

İnceleme sonrasında ise temyiz nedenleri yerinde görülmeyerek “uygun bir şekilde hazırlanmış bir seyir planının, geminin yolculuğun başlangıcında taşıması gereken temel bir belge olduğu, böyle bir belgenin yokluğunun bir gemiyi denize açılmaya elverişsiz hale getirmemesi için hiçbir neden olmadığı” nedenleriyle temyiz talebi reddedilmiştir.

Yine temyiz mercii tarafından; mürettebatın geminin güvenli seyrini sağlayamaması ve elverişli bir seyir planı hazırlayamamasının taşıyıcı tarafından gerekli özenin gösterilmediği anlamına geldiği, seyir planının hazırlanması, Lahey Kuralları IV. Maddesi Kural 2(a) istisnası içine girebilecek bir seyir meselesi olmasına rağmen, Madde III Kural 1’in (taşıyıcı, gemiyi denize elverişli hale getirmek için seferin başlangıcında ve öncesinde gerekli özeni göstermekle yükümlüdür) ihlal edildiği durumlarda uygulanmayacağı, ayrıca geminin denize açılmaya elverişsiz olduğu durumlarda bunun gemi sahiplerinin hatalı yönetiminden veya seyrüseferin hatalı yürütülmesinden kaynaklanmasının bir fark yaratmayacağı tespitleri yapılmıştır. Dolayısıyla, Lahey Kuralları Madde III Kural 1 kapsamında, gemi sahiplerinin yalnızca gerekli ekipmanı ve yetkin mürettebatı sağlaması, gerekli özeni gösterme yükümlülüklerini yerine getirme bakımından yeterli olmayacaktır.Unutulmamalıdır ki, yolculuktan önce seyir planı yapmak veya üzerinde çalışmak ve yolculuk sırasında seyir planının yürütülmesi ve izlenmesi birbirinden farklı meseleler olup ortaya çıkan sorumluluk bakımından da farklılık arz etmektedir. Zira Yüksek Mahkeme kararında, “Eğer kusur, sefer sırasında seyir planının yürütülmesi veya izlenmesi aşamasında kaptan veya güverte zabitlerinin yaptığı hatalardan oluşuyorsa, ilk bakışta taşıyıcı deniz hatası istinasına dayanabilir.” belirtilmiştir. Diğer bir deyişle, gemi sahipleri, Madde IV, Kural 2(a) savunmasına dayanabilecekleri için yolculuk sırasındaki ihmalden sorumlu tutulamazlar. Fakat yine Mahkeme tarafından “Seyir güvenliği için seyir planının 'temel önemi' göz önüne alındığında, bir gemi yolculuğuna bir seyir planı olmadan veya geminin güvenliğini tehlikeye sokan kusurlu bir seyir planı ile başlarsa gemi denize elverişsiz olacaktır.” dayanağı ile karar verilmiştir. Dolayısıyla herhangi bir kusur veya ihmalin zamanlaması, seyir planının değerlendirilmesi açısından kilit öneme sahip olacaktır.

Yazılardaki görüşler yazarlara aittir; Ülgener Hukuk Bürosu’nun resmi görüşü değildir.

docxfilePDF