Ülgener

Ulgener

ÇEVRENİN KASTEN VEYA TAKSİRLE KİRLETİLMESİ SUÇU

Av. Yağızalp Kırca

Bilindiği üzere, deniz hukukunda çevre kirliliği uyuşmazlıkları oldukça yaygındır. Bu uyuşmazlıkların idari (kirlilik sebebiyle idari para cezası) ve cezai olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Bu yazımızda çevre kirliliğinin ceza hukuku yönüyle ilgili bilgi vermeyi amaçlamaktayız.

Çevreyi kirletme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 181. ve 182. maddelerinde düzenlenmiştir. Tahmin edileceği üzere, cezai soruşturmalar genellikle (istisnaları olsa da) donatandan ziyade gemi adamlarına karşı başlatılır.

ÇEVRENİN KASTEN KİRLETİLMESİ SUÇU (TCK MADDE 181)

TCK’nun 181/1 maddesi çevreyi kasten kirletme suçunu düzenlemektedir:

İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Aynı maddenin devamındaki fıkralarda ise suçun nitelikli halleri düzenlenmektedir.

TCK madde 181/2: Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

TCK madde 181/3: Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır.

TCK madde 181/4: Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

TCK madde 181/5: Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

ÇEVRENİN TAKSİRLE KİRLETİLMESİ SUÇU (TCK MADDE 182)

TCK madde 182/1: Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

TCK madde 182/2: İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

SAVCILIK SORUŞTURMA AŞAMASI

Çevrenin kasten veya taksirle kirletilmesi suçları şikayete bağlı suçlardan değildir. Şikayetin geri alınması savcılık soruşturmasının veya ceza davasının düşürülmesi sonucunu doğurmaz. Kirliliğin savcılar tarafından tespit edilmesi zor olduğu için belediyelerden gelen şikayetler üzerine soruşturma açılması yaygın olan uygulamadır. Çevre kirliliği özel bilgi gerektiren bir alan olduğu için savcılar çevre mühendisi bilirkişiler atayarak bilirkişi raporu düzenlenmesini isterler. Soruşturma aşaması büyük çoğunlukla alınan bilirkişi raporlarına göre yürütülür.

Soruşturma aşaması devam ederken savcı, soruşturmayı çevrenin taksirle kirletilmesi suçunun düzenlendiği TCK madde 182/1’e istinaden yürütürse, TCK madde 75’te düzenlenen ön ödeme hükümleri uygulanır. Bu maddede çevrenin taksirle kirletilmesi suçunun (TCK 182/1) ön ödemeye tabii suçlardan olduğu açıkça belirtilmiştir. Cumhuriyet savcısı ön ödemeye tabii suçlarda, soruşturma giderleriyle birlikte ödenecek miktarı belirler ve şüphelilere tebliğ eder. 10 gün içerisinde belirtilen miktar ödendiği takdirde ceza davası açılmaz. Eğer soruşturma aşamasında savcılık tarafından ön ödeme teklifi yapılmamış ise, ceza davası aşamasında da mahkeme ön ödeme teklifi yapabilir. Dava aşamasında ön ödeme yapıldığı takdirde ceza davası düşer.

CEZA DAVA AŞAMASI

TCK’nun çevreyi kirletme suçunu düzenleyen 181. ve 182. maddelerinden düzenlendiği üzere, çevreyi kirletecek nitelikteki maddelerin çevreye verilmesi suçun oluşması ve mahkemenin maddelerde düzenlenen cezaları vermesi için yeterlidir. Ceza verilmesi için atık veya artıkların verildiği ortamda kirlilik oluşması şartı aranmamaktadır. Çevreye verilen atık veya artıkların çevreye kalıcı hasar bırakması halinde ise nitelikli hallerin düzenlendiği hükümlere göre cezalar verilir.

Suçu düzenleyen hükümlerde hapis cezalarından bahsedilse de Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen şartların oluşması halinde hapis cezasını kaldıracak ilkeler bulunmaktadır.

Bu ilkelerden ilki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıdır. Karar verilen hapis cezasının 2 yıldan az olduğu durumlarda mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılması karar verilmesi oldukça yaygındır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla birlikte verilen hapis cezası 5 yıl süreyle ertelenir. Sanık bu 5 yıllık süre içerisinde kasıtlı bir suç işlemediği takdirde, çevreyi kirletme suçuna istinaden aldığı cezaya hiç hükmedilmemiş sayılır. Yukarıda belirttiğimiz üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için hapis cezasının 2 yıldan az olması gerektiğinden, çevreyi kasten kirletme suçunun nitelikli hallerini işleyen fail için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.

Hapis cezası yerine mahkemece hükmedilebilecek ikinci seçenek ise adli para cezasıdır. Adli para cezası, işlenen bir suç nedeniyle tek başına veya hapis cezası ile birlikte uygulanabilen bir ceza türüdür. Çevreyi kasten veya taksirle kirletme suçundan verilen hapis cezası 1 yılı geçmediği takdirde adli para cezasına çevrilebilir.

Sonuç olarak, failin suçun nitelikli hallerinden suçlu bulunduğu durumlar dışında, hapis cezasının ertelenmesi veya adli para cezasına çevrilmesi kuvvetle muhtemeldir.

Yazılardaki görüşler yazarlara aittir; Ülgener Hukuk Bürosu’nun resmi görüşü değildir.

docxfilePDF